12 Aralık 2015 Cumartesi

Kanlı dolarlar...





Arka sokaklarda neler oluyor?









Sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım,

Ortadoğu'da çok kirli bir oyun oynanıyor.
Bu kavganın içinde Türkiye'nin Kürt politikaları var diyorsanız doğrudur.
Sünni -  Şii kavgası var diyorsanız o da doğrudur.
Hele şimdilerde Rusya'nın sıcak denizlere inme sevdası yeniden depreşti
yorumunuz varsa o da doğrudur.
Daha bir sürü şey var diyorsanız, onlar  da doğrudur.
Bunların hepsi çirkin siyaset oyunları.
Ama en pisi, en iğrenci  ne biliyor musunuz?
Bu işlerin arkasındaki para oyunları.
Kanlı paralar...
En çirkini bu.
Bu ne hırstır ya Rabbim.

Türkiye Rusya'nın uçağını düşürdü.
Niye düşürdü?
Rus uçağı sınırı geçmiş, ya da yaklaşmış, angajman kuralları filan...
Geçin efendiler geçin.
O Rus uçakları İsrail sınırını her gün kaç defa geçiyorlar biliyor musunuz?
İsrail niye indirmiyor bunları?
Herifler orada bir çeşit savaşın içerisindeler. Hem de  sınırlara çok yakın
yerlerde bombalama yapıyorlar. Sesten hızlı giden uçaklar bunlar...
Bir anda sınırı bir kaç yüz metre geçebiliyorlar veya yaklaşabiliyorlar.
Bunun için indirmek mi lazım?
Türk yetkililer bir taraftan "uçak milliyetini belli etmedi" derken, diğer taraftan
"hem İngilizce hem Rusça 10 defa uyarıda bulunduk" diyorlar.
Madem milliyeti belli değildi niye Arapça da uyarmadınız mesela?
Sen benim külahıma anlat bunları.
Yani sebep bu değildi.

Neydi o zaman?
Rus bombardıman uçakları Daaş petrolünü taşıyan tankerleri bir
gün evvel vurdu. 500 (eveeet, yanlış okumadınız)  tam 500 tankeri bombaladı.
Bu tankerler kimindi biliyor musunuz?
Albayraklar'ındı.  Şu recep Tayyip Erdoğan'a yakınlıkları ile bilinen Albayraklar'ın.

Şimdi iğrençlikleri anlatmaya başlıyayım.
Bakın bu ticaret nasıl yapılıyor?
Daaş Suriye'de ve Irak'ta hakimiyeti altındaki  petrol bölgelerinde sabahtan akşama kadara
üretim yapıyor. Petrol tankerlere dolduruyorlar. Tankerler Zaho'ya hareket ediyor. Öyle az buz değil.
Günde 80-100 tanker. Zaho'da  bunları Iraklı, İranlı, Türk kaçakçılar karşılıyor. İşin başındaki çete reisi orada açık arttırmayla petrolü satıyor. Ödemenin % 10 ya da % 25 i peşin. Gerisi dönüşte.
Şimdi bir tarafta Türkiye'den boş gelen tankerler ve şoförler var. Diğer tarafta petrol dolu tankerler
ve onları getiren şoförler var. Telefon kararlaştırılan  bir alanda değiş tokuş yapılıyor. Boş tankerleri
alan şoförler tekrar dolum için petrol üretim alanlarına giderken, petrol dolu tankerler Türkiye'ye  yöneliyor. Türkiye'ye giren petrol Silopi'ye gidiyor ve aracılara teslim ediliyor.
En ünlü aracı da bakın kim?
Ferid amca. Ya da Dr. Ferid. Hacı Ferid de diyorlar. Adam İsrail vatandaşı. Aynı zamanda Yunan vatandaşı.
Petrol Türkiye'ye girdiğinde hukuken IKYB (Irak-Kürdistan Yurtseverler Birliği)  petrolünden farksız bir konuma geliyor. Ya da kaynağı belirsiz petrol oluyor. Yani resmileşiyor.
Artık bunu herkes alabilir. Bu artık Daaş petrolü değil.
İşte bu petrol Mersin, Ceyhan, Dörtyol limanlarından İsrail'in Ajdod limanına gönderiliyor.
İsrail'de bu petrolü Akdeniz ülkelerine satıyor. ,
Bu işler başlamadan evvel petrolün varili 100 dolardı. Şimdi 50 dolar.
Bunu bütün Akdeniz ülkeleri alıyor.
Neden alıyor? Basit,  çok ucuz.
Bunun Daaş petrolü olduğunu bilmiyorlar mı?
Bütün ülkeler bunu biliyor. Seslerini çıkarmadan satın alıyorlar. Ceplerine bakıyorlar.
Irak'ta Suriye'de ölenler onların umurlarında değil. Savaş filan taktıkları yok.

Ne zaman rahatsız oldular?
Göçmenler meselesinde. Avrupalı bugünkü islamfobiyle ülkelerinde bu kadar
Müslüman göçmeni görmek istemiyorlar.
Bu arada Türkiye  "2,5 milyon  Suriyeli göçmeni  gönderiveririm"  deyince Avrupa  ayağa kalktı.
Türkiye'ye dediler ki;
-Hop bir dakika dur be kardeşim, şimdilik şu 3 milyar avroyu bir al. Masraflarına say. Bu biiiir,
-Bir de eylülde ekimde bakarız, belki Türkler'e Avrupa'da serbest dolaşım hakkı tanırız, bu da ikiiiii,
-Haaa, bir de siz Avrupa birliğine girmek istiyordunuz değil mi, nerede kalmıştık, 17 nici fasılda
değil mi, hadi yeniden görüşmelere başlayalım, bu da üüüüüç.


Bu ticaretten Daaş ayda 19 milyon dolar para kazanıyor.
Bu parayla da savaşa devam ediyorlar.
Anladınız mı bu Daaş efendi niye susturulamıyor?
Ya da susturmuyorlar.


Şimdi gelelim işin en pis tarafına.
25 Mart 2011 de Powertrans diye bir şirket kurulur.  Bu şirketin sözleşmesinde “Türkiye içinde ve dışında  petrol boru hattı inşa etmek, ettirmek, Petrol boru hattı veya diğer taşıma araçlarıyla ülkelerarası ve transit  olarak petrol nakliyatı faaliyetinde bulunmak" yazıyordu.

Erdoğan 18 Temmuz 2011 de “Ham petrol ve Jet Yakıtının, Türkiye üzerinden karayolu ve demiryolu ile taşınmasına" ilişkin kararı yürürlüğe koyar. Bu kararla,  Türkiyede'ki  şirketlere, ham petrol ve Jet yakıtını Türkiye üzerinden transit geçmesine izin verme hakkına,  Türk hükümeti, yani Recep Tayyip Erdoğan sahip olmuştur.
Powertrans 2012 de çalışmalarına başlar.
Bu şirket ne kadar inkar etse de Ahmet Çalık'a ait bir şirkettir. Damat Ferit Albayrak bu şirketin
CEO luğunu yapmaktadır.
Bu şirketin nasıl kurulduğu, esas sahiplerine ulaşılmasın diye ne numaralar çevrildiği
pek çok insanın malumu. Ancak bu detaylara girip kafaları karıştırmak istemiyorum.
Şirket yukarıda anlattığım şekilde Daaş petrolünü  Akdeniz limanlarına taşımaktadır.
İşte Rus uçakları bu taşımayı yapan tankerleri vurunca Türkiye ilk fırsatta Rus uçağını indirdi.

Başta Türkiye, sonra diğer devletler isterlerse Daaş çok kısa zamanda boğarlar.
Boğmuyorlar, çünkü menfaatleri var.
İğrençlikten öte iğrençlikler değil mi sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım.

Putin bunları  açık  açık söyledi. Daaş'ı finanse edenler arasında G20 ülkeleri de var dedi.
Erdoğan'ı ve ailesini Daaş petrolünü taşımak ve satmakla açık açık suçladı.
CHP li Erdoğdu ve Tanrıkulu da konuyu meclise getirmişti.
Dahası Tolga Tanış bütün detayları ve ispatlarıyla olayı yazmıştı.
Cumhuriyet gazetesi de yazdı.
Saçlar kesildi, keller ortaya çıktı.
Türkiye sanki takmıyor gibi görünüyor.
Nato'da ben buradayım filan dedi ama....

Putin hafife alınacak bir adam değil.
Şu anda dünyanın  efendiliğine oynuyor.
Çok kızgın bir boğa gibi.
Üstelik milyonlar değerindeki en modern Rus savaş uçağı 100 bin dolarlık basit
sayılacak bir füzeyle sinek gibi avlandı.
Rusya büyük prestij kaybetti.
Türkiye'nin artık çok dikkatli olması lazım.
Maliye bakanı açıkladı.
Rusya'nın geri çevirdiği mallar yüzünden Türk ekonomisi şimdilik  9 milyar zarara uğradı.
Fatura daha da büyüyeceğe benziyor.
Turizimin de ağır darbe yiyeceği kesin.
Dolar neredeyse 3 lira oldu. (Kardeşlerim bilir, bu sene yılbaşında sene sonunda dolar
3 lira olur demiştim,  2016 sonunda en iyimser tahminim  1 $ =  3.75 TL.dir.)

Eveeeet,
Bu hafta da bu kadar sevgili kardeşlerim, yeğenlerim ve dostlarım.

Hoşça kalın, sevgiyle kalın.
Aaron Baruch  (Ankaralı)
Kaynaklar, başta cumhuriyet gazetesi arşivleri,
Potus & Beyefendi kitabı.  Kitabın yazarı Sayın Tolga Tanış inanılmaz bir
eser meydana getirmiş.  Saygılarımı sunuyorum.